Sana Değil, Senin İçin Ağlasaydım
Hayal dergisinin güncel sayısında bir Reşide Sarıkavak şiirleri incelemesi varmış. Derginin dosya konusunun 'şiir ve zeka' olmasını es geçip, metinde dikkatimi çeken bir paragrafı şuracıkta alıntılamak isterim.
(...)
Sarıkavak, şiirini genellikle karşısındaki muhatabına söyler. Muhatap aynada yansıyan kendisidir aslında. Çünkü şiir yazılmış ise söylen(e)memiş demektir. Ve şair kendisine sığınmaktan başka çare bulamamaktadır. Sarıkavak kendisinden ve şiirinden beslenmesini bilen bir şairdir. Melankoli ona tuhaf bir hafiflik katar ve şiirini havalandırır. "oturupta karşında / sana değil / senin için ağlasaydım" derken gözyaşının nasıl değer kazanacağını pratik bir şekilde anlatmaktadır. Muhatabını bu denli önemseyen şair biraz sonra "bu kez sana da ağlamadım" diyecektir. Gözyaşının bittiği noktayla şiire konulan nokta aynıdır. Son zamanlarda şiirimizde göze çarpan umuma hitap etme tarzını benimsemeyen Sarıkavak, şiirin içine bir "sen" koyarak romantik olduğnu farkettiriyor. Şunu da ilave etmeliyim ki; romantik olması sembolist olmasına engel değildir. "bir avuç su içip de / dönüp sırtımı gittiğim / ırmakta olmadı hiç gözlerim / o yüzdendir / mirasım da yok / affedin". Gitmeyi ve aidiyetsizliği bu denli vurgulayan Sarıkavak, terekesinde hiç malvarlığının olmamasından ötürü af diler. Bu mısralardan yaşamın bir ırmak kıyısı olduğunu, akan giden zamanın ise ırmağa öykündüğünü, ölmeyecek kadar suyun kendisini ihya ettiğini metaforlara hâkim olarak okura anlatmıştır.
(...)
Cihat Duman
1 yorum:
şimdi ben de o yazıyı okuduğumda, kim yazmış acaba demekten kendimi alamıyorum... acaba ne demek istemişim?
Yorum Gönder