neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum. ama belki benimle ilgili bazı şeyleri, yazacağım bir kaç kelimeyi merak edenler olur..

Çarşamba, Haziran 13, 2007

Kat Kat Tat

Bir zamanlar Kat Kat Tat vardı, öyle ahım şahım bir şey de değildi. Altı üstü milföy hamurunun içinde çikolata, fırında ısıtınca da güzel oluyordu. McDonald's amca bir benzerini satıyor ama aynı keyfi vermiyor, birincisi dış yüzeyi yağlı oluyor, ikincisi mikrodalga fırında ısıttıkları için hamurun ortasındaki çikolata/reçel aşırı ısınıp ısırır ısırmaz ağzımı yakıyor.

Aklı çelinmek sadece aklı çelinmekmiş. Çel, çelmek, çelinmek, çelme, çelenk. Ayağımız çelinmez ama aklımız çelinebilir. Ayağı çelinip düşene yardım ederiz, aklı çelinene yardım etmez miyiz? Çelenk göndeririz olmazsa. Çengelin de çelmekle bir ilgisi olmalı. Evet, doğru, aklı çelinmek, sadece aklı çelinmektir, düşene bir tekme daha atmamak gerek. Bir de çelişki var, o da bununla bir şekilde alakalı galiba. Çello?

Hayat dediğin aslında katman katman, kat kat tat yani. Tüm katmanlarda aynı metin var aslında. Sorun nerde? Üst üste koyunca denk gelmiyorlar bazen. Hani aynı metni içeren iki kağıda ışık kaynağına yönelip baktığımızda üst üste bindirmeye çalışırız ya, öyle işte. Mesela şu A'ları sizin için üst üste koydum, fotoğrafını çektim. Olmuş mu? Olmamış ve dahi olmayacak gibi duruyorlar.

Yeri gelmişken denk gelmeyen katmanlardan bahsedeyim biraz. Bir akşam oturmuş xml dosyaları ile uğraşırken, ateş böcekleri gördün mü sen hiç? Yok yok, Yılmaz Erdoğan'la hiç bir alakası yok bu böceklerin, yanlış anladın. Yok yok diyince de aklıma başka bir şey geliyor, evet benim aklıma ne çok şey geliyor böyle. Neyse, ateş böcekleri minik pırıltılar saçar karanlığın ortasında, sonrasında birden sahne değişir kısa bir süre için, bir şeyler görürsün farklı bir katmandan, mutlu olursun, ruhun beslenir oradan ve sonra ekranda yine gerçekler belirir.

Bunu tam olarak nasıl anlatacağımı bilemedim, bu sebeple şöyle bir egzersiz öneriyorum. Bu metni A4 sayfaya 14 punto ile iki nüsha bastıktan sonra birini ışık alan bir pencereye yapıştırıp diğerini üzerine yerleştirin. Sonrasında üstteki nüshayı aşağı-yukarı, sağa-sola milimetrik hareketlerle kaydırın, işte o zaman görünecek anlatmak istediklerim.

...

Bir şey daha vardı anlatmak istediğim; ihtiyaç duyulduğunda yalnız kalmak yanyana. Yanındakinin içine dönmesine, kendiyle kalmasına izin vermek. Bunu da sonra anlatayım bari.

1 yorum:

alef dedi ki...

bugünlerde yazdıklarını okuyamıyorum bari geçen sene bugünlerde ne yazmışsın onu okuyayım dedim. ben ateşböceği gördüm. çok küçüktüm ama hatırlıyorum. sonra biliyorum işte aynı şey de olsa başka yorumlarla karşılaşınca hisler bile örtüşmüyor birbiriyle doğru kelime bu mu bilemedim.. gelmiyor işte tamı tamına.. yalnızlık haklısın bahsetmelisin müsadesi hakkında :)uzun uzun hem de..

Bil-sen-de

Pardus... Özgürlük Için...

Firefox 2

Bazen Okurum

Dinle-sen-de