Başlangıç
Bu yazıya nasıl başlayacağımı bilemedim.Öncelikle böyle başlamayı düşünmüştüm ama bu cümleyle başlayan pek çok metin olabileceğini hayal edince vazgeçtim. Sahiden gökkubbede söylenmemiş söz var mı?
Geceleri insanlar uyur. Nadiren uyumayanlar var, nadiren aydınlık pencereler ev yığınları arasında.Evet, sonrasında böyle başlamayı hayal ettim ama her ikisi de zihnimde vücud bulmaya çalışan düşünce hamurunun kıvamını tutturamayınca vazgeçtim.
Ne acı, kelimelerin kifayetsiz geliyor oluşu bile dile getirilmiş. Halbuki beyhude bir beklenti bir kaç bin kelimeden sayısız duygu durumunun ifade edilebilmesini beklemek. Bir kaç yüz bin olsa ne yazar? Ne yazar kelimeler, yazabilir mi altmış beş milyon rengin tümünü, var mı her biri için seçilmiş afilli kelimeler? Elbette kifayetsiz gelecek kelimeler ve ne garip; bir ve sıfırın tüm bir dünyayı tanımlıyor oluşuna şaşırır aynı zihinler.
. . .
Geceleri insanlar uyur. Nadiren uyumayanlar var, nadiren aydınlık pencereler ev yığınları arasında.Aklıma aydınlık olmayan odalarda uyuyup, göz kapaklarının içi pırıl pırıl olan insanlar geldi bir an. Onlar ki sabaha dek ışıkla yıkanır. Pervane misali korkmadan ışığa koşanlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder