Söz
Bilenler şöyle demiş:
Söz; anlamayana söylenir.
neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum. ama belki benimle ilgili bazı şeyleri, yazacağım bir kaç kelimeyi merak edenler olur..
{ | nereye gidilir: ben kendim, kimim? || ne yazmışım? || sayfanın dibinde ne var? || rss abonelik | } |
Kompozisyon kelimesinin kavram olarak kapsama alanı hep yok sayılırmış gibi geliyor.
Türk Dil Kurumu Sözlüğü:
kompozisyon
isim Fransızca composition
1 . Ayrı ayrı parçaları bir araya getirerek bir bütün oluşturma biçimi ve işi.
2 . Öğrencilere duygu ve düşüncelerini etkili ve düzgün bir biçimde anlatmaları için yaptırılan yazılı veya sözlü çalışma, tahrir, kitabet.
CompositionCom`po*si"tion (?),
1.
The act or art of composing, or forming a whole or integral, by placing together and uniting different things, parts, or ingredients. In specific uses: (a) The invention or combination of the parts of any literary work or discourse, or of a work of art; The constant habit of elaborate composition." Macaulay.as, the .composition of a poem or a piece of music(b) (Fine Arts) The art or practice of so combining the different parts of a work of art as to produce a harmonious whole; also, a work of art considered as such. See 4, below.(c) The act of writing for practice in a language, as English, Latin, German, etc. (d) (Print.) The setting up of type and arranging it for printing. 2.
The state of being put together or composed; conjunction; combination; adjustment. View them in composition with other things. I. Watts.The elementary composition of bodies. Whewell.3.
A mass or body formed by combining two or more substances; as, a chemical .composition A composition that looks . . . like marble. Addison.4.
A literary, musical, or artistic production, especially one showing study and care in arrangement; -- often used of an elementary essay or translation done as an educational exercise.
Bulanınca her yanın, çırılçıplak özün çıkar ortaya. Birden kendin oluverirsin hiç olamadığınca. Rüzgarın önünde titreyen yaprak gibi titrersin. Beyin damarlarını zorlarken kan, yakar gözlerini bir yandan.
Bedeninden ancak böyle kurtulursun, böylece özgür olabilirsin. Yaklaşmaya başlarsın bütüne, tamamlanırsın içine dahil olunca. Yok olunca içinde, bambaşka bir şekilde var olursun. Hiçken, hep olursun.
Ateşler içinde kıvranırken bir başına karanlığın içinde, bilincin gidip gelirken üstüyle altı arasında, bir başka bilincin içinde baştan, sil baştan bilinçlenmeyi öğrenirsin.
Kelimeler ne kadar kifayetsiz bunu anlatabilmek için! Nasıl söyleyeyim bir pıhtı gibi ruhun kendisinin var oluşun her hallerini tadar. 21 gramın neye tekabül ettiğini anlatmaya çalışmaktadır kalp, bundan zorlanır beyin damarların.
Bırakırsın beynini tasın içinde, çıkarsın dışarı, hemen suyun üstünden seyirtir, minarelerin arasından dolanırsın. Martılar hiç şaşmaz bu işe, niceleri dolaşır bu alemde sen bilmezde...
Dönüp dururlar Haliç üstünde, Galata ile Beyazıt arasında. Seyreyler bütün kabir eşrafı, bilir neler döndüğünü...