bayramlık.
bayram geldi bu şehre. bana geldi mi diye soracak olursan, pek değil. zira daha önce de bayramdı bana, bundan sonra da bayram zaten. bilirsin, hep bayram bana. fakat yine de farklıydı şu bayram günleri. bir ilkti hayatımda ve sanıyorum önümüzdeki bir yıl içinde olacak pek çok şey benim için bir ilk olacak..
kadıköy'de bir bayram sabahı:
sabahın erken saatlerinde sokaklara vurmuştum kendimi. sekiz buçuk suları olmalı herhalde. aslına bakarsan kendimi çok kötü hissettim. kimse yoktu sokaklarda, dolmuşçular, taksiciler ve tinerciler dahi yoktular. bayramı bayram gibi karşılamayanlar da yoktu. kimi uyuyordu, kimisi de öyle ya da böyle ailesinin, sevdiklerinin yanındaydı. özgürlük önemli bir şey ama özgürlük herkesten uzakta yanlız olmak demek değil. aklıma özgür olacağım diyerek kendisini dağa bayıra vuranlar geldi. sahi özgürlük neydi? özgür kızın dediği gibi özgürlük içimizde miydi? neyse, biraz yürüdükten sonra sonunda bir dolmuş bulup kadıköye doğru yola koyuldum. ön koltukta, yani kapının yanındaki koltukta oturan şapkalı ve pek havalı hanımefendinin ineceği vakit, aynı yerde binmeye hazırlanan pejmurde kıyafetli beye, sanki sinek kovuyormuş gibi çekil çekil diye elini savurması pek fena bir deneyimdi bayram sabahında.. vara vardim mekanıma. uzandim ve uyudum kedicikle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder