neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum. ama belki benimle ilgili bazı şeyleri, yazacağım bir kaç kelimeyi merak edenler olur..

Pazartesi, Mayıs 07, 2007

Başka Bir Rüya

Hava ne kadar da güzel, yeşil bir bahçede dolaşıyorum. Şu arkamdaki iki katlı evde yaşıyor olmalıyım ama evi kimlerle paylaştığımı bilmiyorum. Kapının orada bir kaç kişi var ama kim olduklarını seçemiyorum, umrumda da değil zaten.

Bahçeye doğru yürüyorum, sanırım burası villalardan oluşan bir site. Üstelik evimizin havuzu da varmış. İstediğim zaman yüzebilirim, ne güzel. Havuz boş ama sorun değil, daha ben buna üzülmeden hızla doluyor kendiliğinden.

Dolaştığım bahçe sahiden güzel, bir cenneti andırıyor. Bir çocuk görüyorum, en çok altı yaşlarında. Elinde siyah bir sehpa benzeri şey ve üzerinde bir koli. Siyah sehpa benzeri şey dediğim bir amfi de olabilir, emin olamıyorum.

Çocuğun elindeki kolide bir delik farkediyorum, deliğin içinde bir kameranın lensi görünüyor. Çok sinirlendiriyor bu beni, ne hakla yapabilirler bunu. Bir koşturmacadır başlıyor, çocuk ilk anda beni atlatabilecek gibiyse de yakalıyorum. Tam yakalayacağım sırada uzaktan silahının namlusunu farkettiğim biri ateş ediyor. Siyah gözlükleri ve fötr şapkası olan bu adam, çocuğu buraya gönderen kişi ve çocuğun konuşmasını istemiyor.

Zavallı çocuk sırtından vuruluyor ama kan akmıyor, bir an için ne yapacağımı bilemedim. Ölmediğine göre onu bir şekilde iyileştirmeliyim. Kucağıma aldığım gibi garaja doğru ilerliyorum. Ah evet, bu buz mavisi araba bizim olmalı. Etrafta insanlar var, çabuk olun diyorum, arka kapıyı açıyorlar ve çocukla birlikte biniyorum. Pek acı çeker gibi görünmüyor, bayılmış olmalı diye düşünüyorum. Eh acı çekmesindense bu daha iyi.

Hastaneye varıyoruz, sedye getiriliyor, çocuğu bir odaya alıyorlar. Bir süre sonra yine sedye de çıkıyor. Anladığım kadarıyla kurşunu çıkarmışlar, iyi gözüküyor ama elleri kelepçeli. Çocuk hapishanesine götürüyorlarmış. Arkalarından ziyarete gidiyorum...

Başka çocuklarla birlikte tutsak halde ziyaret ediyorum orada. Yüzünde hiç bir ifade yok. Mahpus arkadaşları da hiç öyle üzgün değiller, herhalde çocuk oldukları için umurlarında değil burada olmak, oyunsa oyun, burada da var işte.

Sahne değişiyor, aradan günler geçmiş; bir eğitim kurumundayım. Derse geç kalmışım ama gitmeyi de pek istemiyorum. Binayı çok rezil buluyorum ama bunu anlatabilecek kelimelerim yok, öyle hissediyorum işte. Karnım da aç, binadan çıkıyorum, yol kenarında bir minibüste köfte satılıyor, insanlar hem yiyip hem şakalaşıyor ama pek hoşuma gitmiyor bu durum.

Biraz yürüyünce kahvaltı ürünleri olan bir yer görüyorum. Etraf varoş görünümlü ama sorun değil. Pek hijyenik olmasa da kahvaltılıklar güzel görünüyor: bal, kaymak, peynir, zeytin, domates, salam...

Kahvaltı satıyorsunuz ha? 15 yaşlarındaki çocuk gülümsüyor, beni tanır gibi bakıyor. Bir süre suretine bakınca hatırlıyorum, çocuk hapishanesinde görmüştüm onu da.

Sağıma bakınca yakaladığım çocuk geliyor, elleri yine kelepçeli. Sarılıyorum, neden yaptın diyorum, sesini çıkarmıyor. Üzülüyorum. Nasıl geldiğini soruyorum, cezaevi aracıyla gezmeye çıkarılmış, çocuklara has bir uygulamaymış. Aracı gösteriyor, kafamı çeviriyorum; tepesinde bir asker konuşlanmış, bizi gözlüyor. Önünde kurulmuş bir makinalı silah, namlusu bize dönük, nişan almış, eli tetikte. Ters bir hareket çok pahalıya mâlolabilir.

...

1 yorum:

karpuzkabugu dedi ki...

film gibi.:)
ruya oyle mantikli bir senaryo uzerine kurulmus ki,ya cok sey var bu ruyanin altinda, ya da cok film izliyorsun turuncu.:)
benim ruyalarim cok soyut ve karisiktir genelde.cok hizli mekan degistiririm.alakasiz insanlari alakasiz yerlerde gorurum.bir anlam veremem buna.ya bilincaltim benden cok yabanci,ya da bu butun gun yasadigim, dusundugum her sey ruyamda birbirine giriyor ki psikolojide bilissel-davranisci model bunu savunuyor.
psikodinamik model mi hakli yoksa bilissel-davranisci model mi tartisilir.
belki hicbiri.

Bil-sen-de

Pardus... Özgürlük Için...

Firefox 2

Bazen Okurum

Dinle-sen-de