neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum. ama belki benimle ilgili bazı şeyleri, yazacağım bir kaç kelimeyi merak edenler olur..

Perşembe, Mayıs 24, 2007

Serbest Düşüş

Boğucu olmayan bir İstanbul ikindisinde yazasım geldi, ilk aklıma düşen de serbest düşüş oldu. Önceki yazıda şunlar şunlar diye bahsederken nasıl da saymamışım? Daha öncekinde paraşütten bahsetmiştim sanırım, sonra dün akşam serbest düşerken el ele tutuşmaktan bahsettik, sabahında bırakın düşeceğim diyeni okudum. İçime işlemiş, nasıl ilk aklıma gelen olmasın?

Bak bir yerde şöyle yazıyordu:

Şu hayat dediğin nedir ki, bir serbest düşüş, mezarda son bulan.
Hayatımıza serbest düşenler olur bazen, bir de serbest düştüklerimiz. Nasıl güzeldir biliyor musun, tümüyle bırakmak kendini rüzgara, rüzgar olmak. Bunu daha önce başka şekilde anlatmıştım, ayağımız yerden kesilse filan demiştim. Aslında aynı şeyi anlatıyordum, tümevarım, tümdengelim arasında fark gibi, neticede aynı yerde buluşuyorum kendimle ve seninle sevgili okuyucu.

Serbest düşüş nedir biliyor musun, gökten yere kadar olan boşlukta bulunan zerrelere inanmak, onların varlığını duyumsamak ama tanımlamamaktır, çünkü bütün tanımlar eksiktir ya hani. Bir nev'i masal olmaktır, başka bir hayat mümkün demektir.

Falan, fülün.

Hiç yorum yok:

Bil-sen-de

Pardus... Özgürlük Için...

Firefox 2

Bazen Okurum

Dinle-sen-de