neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum. ama belki benimle ilgili bazı şeyleri, yazacağım bir kaç kelimeyi merak edenler olur..

Çarşamba, Mart 21, 2007

Zevkler ve Renkler

Rotası önceden çizilmiş, sorunsuz, kolay ve öngörülebilir bir hayat sürmemizi arzulayan büyüklerimiz(!) sırf iyiliğimiz için zevkleri ve renkleri de ezberletirler.

Düşünmek ve yaratıcı düşünceleri uygulamaya koymak öngörülebilir bir hayat kurgusu peşinde olanları korkutur. Yeni ve farklı düşünceleri dinlemek, anlamaya çalışmak ve belki değişecek düzene ayak uydurmak gerekebilir.

Üstelik bunun yanında bir de yeni düşüncenin eskilere kökünden aykırı olabilmesi durumu vardır ki tüyleri diken diken eder. Belki bir saattir, belki bir yıldır, belki de bir asırdır inanılan değerlerin bir anda yerle bir olması insanın ayağının altından yeryüzünün çekilivermesi gibi olabilir. Tabi bunun yeryüzünü referans* * alan bünyeler için geçerli olacağını belirtmeden geçmeyelim. Her şeyi yeniden düşünüp, yerli yerine oturtup sağlam ve bütünlüğü bozulmayan* * yeni bir yapı oluşturmak kolay mıdır efendim? Ayaklarımız sağlam basabilecek midir yeniden?

Evet, zevkler ve renkler diyorduk; bu ve bunun gibi sebeplerden ötürü zevklerin ve renklerin ezberletilmesi çok mühimdir.

Mesela resim dersinde mavi bir ağaç çizmekte olan 10 yaşındaki öğrenciyi ele alalım. Kopacak kıyameti düşünebiliyor musunuz? Nasıl olur da bir bastıbacak gelip mavi bir ağaç yapabilir? Ne, yoksa bu ağaç deniz ağacı mıymış? Tamam deniz bitkileri filan var ama deniz de ağaç olur mu hiç? Bu çocuk bu düşüncelerle büyüyüp, düşünceleriyle birlikte olgunlaşırsa, yepyeni bir akımın tohumlarını atabilir. Böylece benim gibi düşünmeyen, benden farklı, 'öteki' insanlarla karşı karşıya kalırım. O zaman ötekileri sindirmeliyim!

Ötekilerin ortaya çıkmasının önüne geçmek için zevkler ve renkler ezberletilir. Burada yegane amaç tek tip, birbirine benzeyen insanlar yetiştirmektir. İronik olan şudur: okul müdürü mavi ağaç da olur dediği gün öğretmen sınıfa gelip ağaçları mavi veya yeşil çizeceksiniz diyecektir.

Halbuki insanlara ve dahi çocuklara öğretilmesi gereken bırakınız zevkleri ve renkleri, bilginin göreceli olduğudur. Bugün doğru bildiğimiz pek çok gerçek yarın sabah yalan olabilir. Üstelik zevkler ve renkler görecenin dikâlâsıdır. Ne diye tutturuyorsunuz kardeşim bu yeşil, bu da mavi diye, mavi-yeşil renk körüyüm işte.

Bilginin göreceli olduğunu öğrendikten sonra bir de ötekini* * * dinlemeyi öğrendik mi pek âlâ olur ve bundan öyle ezberlemeye lüzum kalmaz.

Önyargılarımızı bir kenara bıkakıp, algılarımızı açsak, farklı olanı çeşitli biçimlerde dışlamasak, dinlesek ve anlamak için çaba sarfetsek ne olur? Ötekine saygı göstersek filan.

Mesela kızların böcek, erkeklerin çiçek olabileceğini de düşünsek, kelebekleri güzel bulmayan insanların neyi güzel bulduğunu merak etsek, deniz altında yaşayan mavi ağaçların yapraklarını okşayan dalgalar için de şarkılar yazsak...

Başka renkler, başka zevkler olduğunu keşfetsek; ayağımız yerden kesilse filan...

1 yorum:

Sem dedi ki...

Turuncu, neyse ki dünyadaki her okul anlattıgın gibi degil. Londra'da daha deneme asamasindaki bir okul biliyorum, tum derslerde resim de dahil olmak uzere cocuklar yaratılıcıklarını sonuna kadar kullanmaya teşvik ediliyorlar.

Bu cocuklar büyüdünde nasıl insan modelleri olacaklar hep merak etmisimdir. Belki onların da gercekcilikle baglari az olacak. Belkide onemli olan birseylerin arasındaki dengeyi bulmaktır. Bilemiyorum bunların cevaplarını ama yazın düsündürücü bir yazı olmuş eline saglık.

Bil-sen-de

Pardus... Özgürlük Için...

Firefox 2

Bazen Okurum

Dinle-sen-de