neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum. ama belki benimle ilgili bazı şeyleri, yazacağım bir kaç kelimeyi merak edenler olur..

Pazar, Nisan 16, 2006

benlik


Benlik
Oruç Aruoba
-
Metis Yayınları
1.Baskı: Mayıs'05


Başlığı sonradan düşünüp koydum.

— Gerçi başından beri, düşündüklerimin "ben"in (ben'im...) çevresinde döneneceği belliydi; ama, verimli olacağa benzer bir eğretilemeden yolaçıkan ilk irdeleme, ana metinde, her ele alışımda, kendi kendine biçimlendi; yıllar içinde de, kendi 'önce'sini ve 'sonra'sını bularak, en eski yazdıklarıma —yaşadıklarımın 'arka'sına ve 'önü'ne— kadar geri gitti — bir de, tabiî, kendisinden önceki dokuz cilt içinde kapsanmış şu kadar kitabın onuncu cildi olmanın ağır sorumluluğunu yüklenmeğe kalkıştı — 'üzerine vazife'ymiş gibi!...
Halbuki, her seferinde, o anda ('şimdi-burada') içinde bulunduğum konum belirleyici olmalıydı, yazdığım üzerinde — öyle de oldu gerçi; ama, gene, her seferinde de, metinler 'genel-geçer' bir niteliğe bürünmeğe yeltendiler.
Buna izin vermemeğe çalıştım — ne kadar becerebildim, bilmem : başından beri —biraz belirsiz bir biçimde; belki yalnızca bir tür ses içeren bir 'gramer' yapısı olarak— kendime koyduğum yazış biçiminden sapmamağa çalıştım; ama, metinlerin, birçok noktada, hem de çok sık, benim denetimimi de, kendime koyduğum ölçüleri de, zorladıklarının farkındayım.
(Özellikle, kitabı bütünlemek işleminde kullandığım 'motto'ları belirlemek; seçmek ve ayıklamak, konusunda (hele, Edip Cansever'den alıntılamak istediklerimde), beni zorlayan kararsızlıkların (: acaba yalnızca alıntıları verip metinden vaz mı geçmeli?...) —ve sonunda verdiğim kararların— okuru da, benim kadar 'fazla' yormayacağını —yormamasını— umuyorum...)
— Bütün bunlara karşın, bu başlık altında biraraya gelen metin toplamı, gene de, alışılmış anlamında, 'özyaşamöyküsel' değildir : dikkatli okur, bu kitap içindeki metinlerin 'birinci şahıs'ta olduğunu; ama, "benlik" sözcüğünün —bir kavram niteleyici anlamında— geçmediğini, görecektir.
— Bir de şunu: bu metinlerde ne görürse görsün, ya da gördüğünü sansın, bunun, kendi gördüğü —göreceği, görebildiği; kendine ait— birşey olduğunu : yani, kitabın, aslında 'ikinci —yani, işte, 'üçüncü— şahıs'ta olduğunu...

o.a.
Gümüşsuyu
23 Eylül 2002/23 Mart 2005

Hiç yorum yok:

Bil-sen-de

Pardus... Özgürlük Için...

Firefox 2

Bazen Okurum

Dinle-sen-de