neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum. ama belki benimle ilgili bazı şeyleri, yazacağım bir kaç kelimeyi merak edenler olur..

Cuma, Ekim 12, 2007

Serçeyle Uçurtma

Minimini bir kuş donmuştu pencereme konmuştu,
donan kuşla çocukluğum savruldu.


Benim bir uçurtmam vardı, ipini koparıp gitmişti. Hiç unutamadım onu. Pencereyi açıp, ucu boşta makarayla karşılaşınca yaşadığım garabeti hiç anlatamadım. Sonra gün geldi kaboom(!). İlk uçuşumun müsebbibi uçuverdi. Elimde makara kalıverdim. Hep merak ediyorum uçurtmamın nereye gittiğini. Bir gün ıslanmış bir şekilde penceremin önüne konuverse, sorarım nereleri gezdiğini, neler gördüğünü. Hiç sormam bunca zaman nerelerde olduğunu.

Minimini bir kuşu hep serçe olarak hayal etmişimdir. Yerinden duramayan, pır-pır oradan oraya koşturan serçeden başka kime yakışır donuvermek. Sanırım ilk öğrendiğim şarkıydı. Güneşli bir günü, boyumun mutfak penceresinden bakmaya yetmediği zamanları hatırlatıyor. Bir de ikiyüz metreden müteşekkil küçük dünyamı.

Artık olmayanlar geliyor aklıma sırasıyla. Özlediklerim geliyor aklıma. Bayram sabahlarını serin hatırlıyorum nedense. Serin ve sessiz bir fonda yürüdüğümüzü hatırlıyorum. Elindeki palamutu düşüren sincabı, orada olmayan yolu, bazı bayramlarda çağlayan ırmağı. Irmak dediysem, içinde iki kişinin yan yana duramayacağı kadar minik bir sulama kanalı.

Bir de bedenin içine tutsak olanlar var, onları sonra anlatacağım. Şimdi beceremedim.

Hiç yorum yok:

Bil-sen-de

Pardus... Özgürlük Için...

Firefox 2

Bazen Okurum

Dinle-sen-de