neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum. ama belki benimle ilgili bazı şeyleri, yazacağım bir kaç kelimeyi merak edenler olur..

Cumartesi, Haziran 23, 2007

İlişik Kabuk

Kabuktan bahsederken ilişkilere gelince nefessiz kalmıştım, oradan devam etmek niyetindeyim. Yol haritamızda benim kabuklarım da var, kabuğun mahiyeti hakkında da konuşacağım. Bakalım nereye götürecek yol bizi.

...

İlişki diyince bir zaman not aldığım bir kaç kelimeyi hatırladım: Seçmediğimiz ilişkileri öngörülmüş yakınlıkta sürdürebilmek adına birbirimize eziyet mi ediyoruz?

Kabuklarımız doğuştan mı geliyor acaba? Yoksa seçmediğimiz ilişkiler yüzünden örselendikçe mi oluşuyor. Çocuklukta yaşanan normal şartlarda önemsenmeyebilecek deneyimlerin bile kişilerin davranış kalıplarının oluşumundaki etkisini göz önüne alınca kabuğun bununla bir alakası olduğunu düşündüm.

Seçmediğimiz ilişkiler derken neyi kastediyorum? Basitçe ailemiz bir seçilmemiş ilişkidir. Dayatılmış arkadaşlıklar, zorunlu akrabalık ilişkileri ve dahi belki komşular yine seçilmemiş ilişkilerimiz olabilir.

Kendi özgür irademizle seçmeyebileceğimiz insanlarla kurduğumuz ilişkileri sürdürebilmek adına maskeler, kabuklar gibi çeşitli alet edavattan yararlanmamız gerekebilir. İlişkinin başlangıcında olduğu gibi kabul edilmeyeceğini farkeden kişi; bu kabullenmeyişin kendisine getireceği zararları gözeterek çeşitli savunma mekanizmaları yahut kabuklar geliştirebilir. Evet, kabuklarımız ile savunma mekanizmaları arasında da bir bağlantı kurmayı deneyeceğim.

Bir çocuğun ilk defa olduğu gibi olmayı bırakması, muhtelen daha çok küçükken yaptığı görece yanlışa ebeveynin aşırı tepkisiyle oluyor. Sosyal bir düzene katılmasıyla birlikte evde kısıtlı bir çevrede oluşturduğu tecrübesi kemikleşmeye başlıyor ve kırılması zor kabuklar haline gelebiliyor. Bu noktada Necati Serdengeçti'yi hatırlamamak elde değil: Savunma mekanizmaları hareket serbestimizi kısıtlayan can yelekleridir bazen.

Okulda kendin gibi olduğunda gülünç duruma düşeceğini düşünürsen, kendin olmaktan vazgeçersin. Denizin altında tahayyül ettiğin ağaçları öğretmen aptalca bulursa, artık resimlerinde yer bulamazlar.

Sonra ne olur? Sanırım sonra çokları, önerilen hayatı benimsiyor. Önüne konulan hayatı, demek ki buymuş diyip kabul ediyor olmalı. Yoksa bu düzen nasıl böyle işlesin ki? Vitrinde bulunan kabuklardan birini giyip yola devam etmek, bilinen en güvenli yol zira. Bunu giyilen kabuğun şeklini almak, içini doldurmak, tam da o şekli almak takip eder.

Yine anlatmak istediğim noktaya gelemedim, yine dağınık bırakmak istiyorum.

1 yorum:

deryik dedi ki...

kabuk... meyve/yemiş kabuğu değil benimki galiba, hayvanlardaki kabuklardan. hiçbir zaman kabuksuz kalmamayı sağlayan. gerekince kafayı uzatmak mümkün dışarı, acil durumlarda yine geri dönüş mümkün. nitekim bir antep fıstığı kabuğuna geri dönemez; ama bi salyangoz dönebilir.

sibop. tedbir. airbag. ne denirse artık.

Bil-sen-de

Pardus... Özgürlük Için...

Firefox 2

Bazen Okurum

Dinle-sen-de